Bu haftaki programımızı, kariyerleri boyunca gölgede kalmaktan kurtulamamış ama Fransız müziğine önemli eserler kazandırmış sanatçılara ayırdık. Bu sanatçılardan bazıları mesleğe uzun yıllar önce başlamalarına rağmen geniş kitlelerin dikkatini çekememiş, bazıları da henüz yolun başında sayılır ama yayınladıkları başarılı albümlere rağmen şu ana dek ancak sınırlı bir dinleyici kitlesine hitap edebilmişler.
Bu haftaki programa Pauline Julien’in 1965 tarihli La chanson difficile adlı şarkısıyla başladık. 1928’de Quebec’te dünyaya gelmişti Julien. Burada oyunculuk eğitimi almasının ardından önce Montreal’de daha sonra da Paris’in Sol Yaka kabarelerinde Léo Ferré, Bertolt Brecht ve Boris Vian eserlerini seslendirerek şarkıcılığa başladı. 1962’de yayınlanan ilk albümü, Gilles Vigneault imzasını taşıyan Jack Monoloy adlı şarkıyla dikkat çekiyordu. Altmışlı yılların ortasından itibaren Rusya, İtalya, Belçika ve Küba gibi birçok ülkede konserler verdi. Repertuvarında Gilles Vigneault parçaları dışında Raymond Lévesque, Georges Dor ve Michel Tremblay gibi Québec’li sanatçıların eserlerine yer verdi. Hayatı boyunca Québec’in bağımsızlığı ve insan hakları için mücadele etti, hatta Ekim 1970 olayları sırasında hapse atıldı. Pauline Julien bir dönem Boris Vian şarkıları da seslendirmişti. Bunlardan biri de Fais-moi mal Johnny idi. Bestesi Alain Goraguer imzalı şarkı ilk olarak 1956’da Magali Noël tarafından seslendirilmişti. Boris Vian ellili yıllarda Michel Legrand ve Jacques Canetti sayesinde rock müziği keşfetmişti. Bu tarzdaki şarkı da aralarında cinsel anlamda şiddet içeren bir ilişki olan bir kadınla bir erkeği konu alıyor. Şarkının sözleri, o dönem için fazlasıyla cesur bulunduğundan radyolarda çalınması yasaklanmıştı.
1939 doğumlu bir söz yazarı, besteci ve yorumcu Henri Tachan, gençlik yıllarında Kanada’ya gidip buradaki otellerde garsonluk ve bulaşıkçılık yapmıştı ama asıl arzusu şarkı söylemekti. Jacques Brel’in desteğiyle 1965’te Fransa’ya döndü ve şansını önce kabarelerde denedi. İlk albümü “Les Mauvais Coups”yu yine aynı yıl yayınladı ama şarkılarının radyolarda yayınlanması, içerdikleri “açık saçık” sözler nedeniyle kısa süre sonra yasaklandı. Tachan eserlerinde, herkes için cinsel özgürlüğü savunuyor, ataerkil toplum düzenini ya da din adamlarının ikiyüzlülüğünü eleştiriyordu. Ayrıca klasik müziğe ve de özellikle Mozart, Beethoven, Schubert ve Rossini gibi bestecilere duyduğu hayranlığını da paylaşıyordu dinleyicisiyle. Eserlerinde kullandığı sert dil sayesinde Pierre Perret’nin takdirini kazanan sanatçının diğer hayranları arasında ise, onun birçok albümünün kapağına imza atan Charlie Hebdo dergisi çizerleri Reiser, Wolinski ve Cabu de bulunuyordu.
Fransa’da dünyaya gelen İtalyan asıllı şarkıcı Zaniboni, kariyerine seksenli yıllarda başlamıştı. Şanson, blues ve rock gibi farklı türleri bir araya getiren sanatçı ilk 45’liğini 1987’de yayınlamış, aynı dönemde İran-Irak savaşı devam ederken Bağdat’ta konserler vermişti. 1990’da Leny Escudero konserlerinde açılış sanatçısı olarak sahne alan Zaniboni, ilk albümü "Chasse-croise"ı da 1992’de piyasaya sürdü. Oldukça güçlü bir sese sahip olan sanatçı bu açıdan Edith Piaf ve Janis Joplin gibi isimlere benzetiliyor. 2000’li yıllarda Pakistan, Almanya ve Japonya gibi farklı ülkelerde turnelere çıkmasının ardından 2002’de, hayata çok erken yaşta veda eden Gribouille anısına sahneye koyulan bir gösteride rol aldı.1998’de piyasaya çıkan "Amarcord" (Hatırlıyorum) adlı albümüyle ilgili, "hayatı boyunca yaşadıkları nedeniyle yaralar alan ve tüm bunları hatırlayan bir kadının albümü" yorumları yapılmıştı..
İlk albümü "Le jour ou je suis devenu fou"yu (Delirdiğim gün) 2008’de yayınlayan Lille doğumlu Rodrigue, şanson ve rock gibi türleri harmanlıyordu bu çalışmasında ve belki biraz Thomas Fersen’inkini hatırlatan oldukça renkli bir evren yaratıyordu. 2014’te yayınladığı üçüncü stüdyo albümü "Spéctacularie diffus"de ise; bu fantastik dünyadan biraz uzaklaşıp geniş kitlelere hitap etme şansı daha yüksek şarkılara yer verdi sanatçı. Geçtiğimiz hafta da "A Love Toute" adlı yeni çalışmasını üsren Rodrigue, ilk albümünün isim şarkısında; kafasının içinde örümcekler dolaştığını zanneden, karşısındaki insanların başında yılanlar gören bir adamın hikâyesini anlatıyordu. Gökyüzünde; ayın Beatles şarkıları söylerken yıldızların ona neşe içinde katıldığı, denizinse iceberg’leri meyveli dondurmalara dönüştürecek kadar şekerli olduğu bir dünya hayal ediyor ve "Bırakın yılanlar başınızda dans etmeye devam etsin" diyordu sanatçı şarkının sonunda.
Asıl adı Jean-Michel Couegnas olan Tom Poisson, 2000 yılında Arnoulph adlı grupla müziğe başlamıştı. Daha sonra tiyatro kumpanyası Phénix’e solist olarak katıldı ve 2002’ye kadar Fransa genelinde çeşitli gösterilerde sahne aldı. Melankoliyle mizahı aynı potada eriten ilk albümü “Tom Poisson fait des chansons”’u 2004 yılında piyasaya sürdü. Bağımsız stüdyolarla çalışmayı tercih eden sanatçı aynı zamanda bir Georges Brassens hayranı. 2009’da Benoit Simon ve Laurent Madiot ile Nino Ferrer şarkılarını yeniden yorumladığı The Nino’s adlı grubu kuran Poisson, 2009-2012 yıllara arasında bu grupla iki yüzden fazla konser verdi, son olarak da 2013’te de çocuklara yönelik “L’homme qui rêvait d’être une girafe” adlı albümü yayınladı.
Birçok kitabı Türkçeye de çevrilen Amélie Nothomb’un onun hayatından ilham alarak yazdığı Robert des noms propres isimli romana karşın sahne adı olarak Robert’i kullanan Myriam Roulet hakkında hâlâ çok fazla şey bilmiyoruz. Müzik piyasasına 1990’da, Elle se promène isimli 45’likle girmişti Robert. Gerek tiz sesi ve sahne performansı gerekse eserlerinde işlediği sıra dışı temalar nedeniyle akıllara doğrudan Mylène Farmer’ı getiriyordu ama daha gotik bir tarza sahipti ona göre. İlk stüdyo albümü “Sine”’i 1993’te piyasaya sürmesinin ardından Colchique gibi şarkılarla elektronik müzik ve operaya göz kırpan ikinci albümü “Princesse de rien” için dört yıl bekledi. 2002’de sözleri Amélie Nothomb’a ait altı şarkının da yer aldığı “Celle qui tue”’yü piyasaya sürdü. İlk Best Of albümü “Unutma”, müzik marketlerdeki yerini 2004 yılında aldı. Ülkemize duyduğu hayranlık nedeniyle albümün daha önce yayınlanmayan isim şarkısını Türkçe olarak seslendirmişti sanatçı.
2012’de de Alain Delon’un oğlu Anthony Delon ile düet yapığı Skype ile ses getiren şimdilik son stüdyo albümünü satışa sundu. 1993 tarihli Colchique mon amour adlı parçada: "Çiğdemler açar sevgilim, ama sevgililer bir bir solar. Zehirli bir çiçektir, ölümcüldür çiğdem, sonbahar yaprakları gibi düşmeyelim o yüzden" diyordu sanatçı. 2002'de piyasaya çıkan Requiem pour une sœur perdue'nün (Kayıp bir kız kardeş için ağıt) sözleri ise eserlerinde yarattığı karanlık atmosferle tanınan yazar Amélie Nothomb’a aitti. Parça birbirlerine kardeş kadar yakın iki kadının bir seyahat yüzünden yaşadıkları tartışmayı konu alıyor -ki doğrudan Robert ve Nothomb’un isimleri verilmiş bu karakterlere. Oldukça arızalı bir ilişki olduğunu anlıyoruz ikisi arasında. Şarkı oldukça trajik biçimde son eriyor, parçanın sonunda Robert, Nothomb’u boğarak öldürüyor. Bu açıdan şarkının Robert des nombres propres adlı romanın finaliyle bir paralellik taşıdığı da belirtilmiş.
1975 Paris doğumlu Mathieu Rosaz, doksanlı yıllarda Alice Dona tarafından kurulan stüdyoda eğitim almıştı. 1996-97 yılları arasında La chose qui m’arrive adlı müzikal komedide izleyici karşısına çıkan sanatçı, 1998’de Barbara’nın hayata veda etmesinden bir yıl sonra onun anısına yazdığı bir gösteriyi sahneye koydu. 2002 ve 2013’de yayınladığı iki albümle Barbara’ya saygılarını bir kez daha sunan Rosaz, kendine ait şarkıları yorumladığı ilk albümü "Je préfère les chansons tristes"i ise 2005’te yayınlandı. Hüzünlü şarkıları tercih ediyorum anlamına geliyordu albümün ismi. Gerçekten de genelde, tıpkı idolü Barbara gibi melankoli dozu yüksek şarkılar seslendiriyor sanatçı. Yirmi şarkıdan oluşan bu albümde Véronique Sanson’a ait altı şarkıya da yer vermişti Rosaz. 2017 yılında bir sürpriz yaparak seksenli yılların hit parçalarını içeren "Ex-Fan des 80’s" adlı bir albüm yayınlayan sanatçı, bu albümde Voyage voyage, Sans contrefaçon ve Johnny Johnny gibi ritmik parçaları kendi tarzında yorumladı. Rosaz’ın repertuarındaki lginç cover'lardan biri de 2011’de single olarak piyasaya çıkan Demain, tu te maries idi. Arrête, arrête olarak da biliyoruz biz bu şarkıyı. 1963’te Patricia Carli yorumlamıştı ilk olarak. Sözü ve müziği yine Carli’ye ait parça, sevdiği adamın bir başkasıyla evlenmesi nedeniyle hayal kırıklığı yaşayan bir kadını konu alıyordu ve İtalyanca versiyonu Domani ti sposi de başta Carli olmak üzere Dalida ve Ornella Vanoni gibi isimlerce de seslendirilmişti.
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Pauline Julien | La chanson difficile | Les grands succès de Pauline Julien | 2:04 |
Pauline Julien | Fais-moi mal Johnny | Pauline Julien chante Boris Vian | 2:15 |
Henri Tachan | Les z'hommes | L'intégrale Vol.7 | 3:38 |
Henri Tachan | J'ai pas vécu | L'intégrale Vol.4 | 3:17 |
Zaniboni | Me revoilà | Amarcord | 2:13 |
Rodrigue | Le jour où je suis devenu fou | Le jour où je suis devenu fou | 4:42 |
Tom Poisson | Chapeaux de paille et canoës | Trapéziste | 3:58 |
Tom Poisson | Le cœur au bord des lèvres | Riche à millions | 3:32 |
RoBERT | Colchique mon amour | Unutma | 3:53 |
RoBERT | Requiem pour une sœur perdue | Robert à la cigale (Live) | 3:49 |
Mathieu Rosaz | Je préfère les chansons tristes | Je préfère les chansons tristes | 2:09 |
Mathieu Rosaz | Demain tu te maries (Arrête, arrête...) | Demain tu te maries (Arrête, arrête...) | 3:01 |